Güneydoğu Torosları’nın üç yüksek dağı Mereto (2973 m), Zovaser (2721 m) ve Andok (2830 m) dağlarının zirvelerinden eriyen kar suları derin vadiler oluşturarak Sason ve Kayzer kanyonlarını oluşturur.
Yukarı Mezopotamya ovasından Sason vadisine gitmek için önce üç çayın birleştiği ve Batman Çayı’nın başladığı Malabadi köprüsünü görmek gerekir. Taşlıdere kaplıcalarından Batman barajının suları altında kalan Hallan Çemi höyüğünün bulunduğu Kaletepe (Dahlıke) Köyü’ne yol alınca çok eski köprü olan Pire Kurt (Kısa Köprü) karşımıza çıkar. Baraj suları yükseldiği dönemlerde Pire Kurt sular altında kalmaktadır. Malabadi köprüsünden çok daha eskiye dayandığı belirtilen köprünün büyük bir kısmı sular altında olduğu için yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Malabadi ve Pirekurt köprüleri
Kayzer çayının kenarındaki kanyonda Asurlular dönemine ait olduğu düşünülen “Zore Kaya Kenti” yer alır. Köylüler burayı “Piye Şikefte Kala” yani “Kale Ayağı Mağarası” şeklinde isimlendirmiştir. Kayzer vadisi boyunca araç yolu bulunmadığı için yolculuğa yaya olarak devam etmek gerekir. Bu vadi Sason’un Kulp ile olan sınırlarını çizer. Sason çayını takip ederek yarım saatlik bir araba yolculuğundan sonra Sason ilçesine varılır. Aslında eskiden burası “Kabilcevz” yani “cevizlerin memleketi” anlamına gelen eski bir yerleşim yeridir. 1900’lerin başında Sason merkezi Kaleyolu Köyü’nden şimdiki yerine taşındı.
Hallan Çemi Höyüğü - Kayzer çayı ve Antik Zore kaya yerleşimi
Mereto Dağı’nın yamaçlarındaki derin vadiden Sason Kalesi’ne doğru ilerledikçe dağlar daha da yükselmeye başlar. Vadi boyunca sıralanan köylerde, doğa ile iç içe bir yaşam mevcuttur. Yolüstü Köyü’nde böbrek taşının düşürülmesinde etkili olduğuna inanılan maden suyu içmelerine varılır. Bundan sonra yol güzergâhımızda 1700 metre yüksekliğindeki bir tepede bulunan Ortaçağ döneminden kalma Komk Manastırı bulunur. Ermenilerden kalmış olan bu manastır, bir dönem bölgenin piskoposluk merkeziydi. Yalnız manastıra yol çıkmadığı için yarım saatlik bir yürüme mesafesini göze almak gerekir.
Sason ilçesi - Sason vadisi
Komk Manastırı’ndan sonra vadiye doğru tekrar inilir. Derince Köyü’ne varıldığında Sason vadisi ikiye ayrılır: Bu vadilerden biri Mereto Dağı’nın yamaçlarına kadar uzanır, diğeri ise Zovaser Dağı’nın yamaçlarında kurulmuş olan eski Sason’a bizi götürür. Sason kalesine gitmek için sol tarafta devam eden vadiyi takip etmek gerekir. Ama köyden ayrılmadan önce bölgenin Ermenileri tarafından Karasun Manuk olarak bilinen pagan dönemden kalma mağara kilisesinin kalıntılarını görmekte fayda var.
Komk Manastırı -Karasun Manuk Kilisesi
Derince köyü’nden sonra toprak yoldan devam eden yol, Kaleyolu Köyü’ne ulaşır. Zovaser Dağı’nın yamacındaki vadide kurulu olan köy, yerel halk tarafından Bozıkan olarak bilinir. Köyün biraz ilerisinde üç derenin birleştiği bir tepe üzerinde Sason kalesinin kalıntıları görülür. En eski kaynaklarda Asurlular tarafından yapıldığı belirtilen kale, uzun bir süre tarihi Sason bölgesinin merkezi konumundaydı.
Sason Kalesi - Hasopik (Dağlıca) Köyü
Sason vadisinde ilkbahar dönemlerinde rafting sporu yapılabilmektedir. Bunun yanı sıra dağların yüksek yamaçlarında kalan yaylalarda doğa yürüyüşleri yıl boyunca yapılır.
Sason, vadileri ve doğal su kaynakları bakımından oldukça zengindir. Bahar dönemlerindeki yağışlar ve eriyen karların oluşturduğu su kaynakları dağların yamaçlarından dışarıya fışkırmaktadır. Bu suların fışkırdığı yerlerde çok güzel çeşmeler ve doğal alanlar oluşmuştur. Seveg, Ağde, Nabukhan, Şeğan, Gundenu, Hiyan, Aynbizza, Sıltana gibi çok sayıda çeşme ve şelale köylülerin hem sulama, hem de içme suyu ihtiyacını karşılamaktadır.
Seveg çeşmesi - Ağde Çeşmesi
Sağlık turizmi açısından Yolüstü Köyü’nde çok önemli bir doğal maden suyu kaynağı vardır. Kaynağın bulunduğu bölge, Haziran ayından Ekim ayına kadar şifa arayan insanların umut kaynağı olmuştur. Taş düşürmede suyun yararlı oluğunu düşünen hastalar, havaların ısınmasıyla birlikte günlerce burada konaklayarak bu sudan faydalanmaktadır.
Sason'un organik meyve ve sebzeleri
Dağların yüksek kısımlarında çok sayıda yayla bulunmaktadır. Dağların arasında bulunan yüksek yerlerdeki bu yaylalar, bölge insanının sıcak yaz dönemlerinde hem hayvanlarını otlattığı, hem de rahat nefes aldığı yerlerdir. Mereto Dağı’nın yamaçlarında bulunan Otnag, Diyaddin gibi yaylalara çevre köylerden yaz ayları boyunca çıkılmaktadır. Zovaser dağının engebesiz geniş alanı üzerinde su kaynaklarının yeterli olması, buraları hayvancılık için elverişli kılmıştır. Bunların dışında Hiyan tarafında Şillek, Helkıs Dağı çevresinde Meydan ve Helkıs ile Mereto dağları arasında Hov bölgeleri hem yazın sıcağından kaçmak isteyen, hem de hayvancılıkla uğraşan köylüler için önemli yaşam alanlarıdır.
Sason'un vadi ve yaylalarında doğa yürüyüşleri
Sason’un iklim ve coğrafya yapısı, çok sayıda endemik bitkinin yetiştirilmesine olanak sağlamıştır. Ters Lale, orkide, kardelen, nergiz, menekşe, papatya gibi baharla birlikte sırasıyla doğayı süsleyen çiçekler, rengârenk kuş ve böcekleri kendisine çeker. Adaçayı, alıç, badem, böğürtlen, civanperçemi, yılanyatağı gibi bitki türlerinin yanı sıra şerkedemo, soryaz, tuzik, zuzubağ, kari, ribes, cağ gibi şifalı ot çeşitleri köylülerin önemli besin kaynağını oluşturur.
Sason'da ters lale çeşitleri
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!